

Sibel Yardımcı 18 yaşında 11'inci sınıfta okuyor. Van depreminde bir gecede okulu, evi toprakla bir oldu. Eğitimini tamamlamak için ailesini ve kardeşlerini bırakarak Ağrı'ya gitti. Babası çiftçi, annesi ev kadını.

Kötü
günleri unutmadı unutmasına ama, daha iyi bir gelecek için kardeşlerini
ve ailesini bırakarak Ahmedi Hani Anadolu Lisesi'ne gitti. "Yurt
olmasaydı okuyamayacaktım. Evimden bile daha iyi çalışma ortamı
bulunuyor" diyor.
Psikolojik Rehberlik Danışmanlık ya da Hukuk okumak en büyük hayali.
Onu
"Baba Beni Okula Gönder" kampanyası kapsamında bu yıl beşincisi
düzenlenen resim-şiir-kompozisyon yarışmasında dereceye girenlere
verilen ödül töreninde tanıdım. Yarışmanın bu yılki konusu "Yurtta
Yaşam"dı. Sibel de kompozisyon yarışmasında birinci olmuştu.
Sibel
gibi Türkiye'nin farklı illerinden Erzurum'dan, Gümüşhane'den,
Tokat'tan gelen akranları yurtta yaşamı anlattılar. Ancak aralarında
Seda Akman, Eda Yıldırım, Gamze Çakır, Hanife Çayır, Nazlıcan Öztürk,
Yasemin Polat, Esra Altay ve Hacer Kızgın resim, şiir, kompozisyon
alanında dereceye girdi.
Genç kızlara üniversite yolu yurtla açılıyor
Baba
Beni Okula Gönder Kampanyası Esra, Hacer, Sibel gibi yüzlerce genç kıza
üniversite yolunda kapı açıyor. 7 yılda kız çocuklarının okula
gitmesinin önündeki engelleri kaldırmak için birçok mesafe katetti.
Doğan Gazetecilik Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan Boyner, 10 bin
500 çocuğa burs verdiklerini, 33 kız yurdu açtıklarını gururla
anlatırken de genç kızlara şöyle seslendi:
"Resimlere
baktığımda, şiirlerinizi okuduğumda çok duygulandım. Bir taraftan
eğitimin sizin için ne kadar önemli olduğunu anladığınız için çok
sevindim. Çünkü resimlerinizde, eğer okumazsanız sizi daha karanlık bir
hayatın beklediğini, ama okursanız hayal kurabildiğiniz daha aydınlık
bir geleceğin beklediğini anlatmışsınız. Okumak, bir fedakarlık
gerektiriyor, ama kendi başınıza ayaklarınızın üzerinde duran, topluma
faydalı bireyler olmak için fedakarlığı yapıyorsunuz"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder